Haber: GAYE ŞEYMA CAN/ Kamera: ADEM KARABAYIR
Tele 1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tahliyesine karar verildi. Duruşmanın ardından Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, “Bu hüküm keyfidir. Hukuki değildir, siyasidir. Umarım, üst mahkemeler tarafından bozulur. Verilen ceza iki yıl altı aydır ve tahliyesine karar verilmiştir. Pratikte görebildiğimiz olay şu. Bir insanı tutuklamışsanız ilerde tazminata mahküm olmamak için illaki bir ceza veriliyor. Ben hukuken böyle yorumluyorum. Mevcut olan bu Anayasa uygulanmış olsaydı Merdan Yanardağ, tutuklanmazdı, gözaltına alınmazdı. Bu yargılama da olmazdı” dedi.
Tele 1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında canlı yayında sarf ettiği sözleri nedeniyle “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme, Merdan Yanardağ’a 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Yanardağ’ın tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verildi.
Tahliye kararın ardından, Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapıldı. CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Çağlayan Adliyesi önünde şöyle konuştu:
“ÜLKEMİZDE HUKUKUN UFACIK BİR KIRINTISI VARSA BU KARAR İSTİNAFTAN BOZULUR”
“Burada bugün dava konusu edilen, yargılanan gazetecilik faaliyetidir. Gazetecilik faaliyeti, Türk Ceza Kanunu 26. Maddesi uyarınca ‘Görevin ifası suç teşkil etmez’ diyor. Buradaki gazetecilik faaliyeti nedeniyle Anayasamızın 25. Maddesinin son fıkrası gazetecilik faaliyetini güvence altına almıştır. Anayasa aynı zamanda demokratik hak ve özgürlüklerin güvencesi iye biliyoruz. Biz iş ve eylemlerimizi mevcut Anayasaya göre ayarlıyoruz, ona göre hareket ediyoruz. Merdan Yanardağ’ın buradaki faaliyeti Anayasa’nın 25. Maddesinin son fıkrasının uyarınca güvence altına almış olduğu ‘Düşünce ve ifade özgürlüğü nedeniyle hiç kimse suçlanamaz, kınanamaz’ şeklindeki hükmüne aykırı bir şekilde hüküm vermiştir. Bu hüküm mevcut olan Anayasamıza, AİHS’e, basın özgürlüğüne, basın kanununa, Türk Ceza Kanunu’na aykırı bir hükümdür. Eğer ülkemizde hukukun ufacık bir kırıntısı varsa bu karar İstinaftan bozulur. Aksi takdirde bundan sonra televizyon kanallarında, eğer siyasi iktidara yakın olan bir televizyon kanalıysa orada herhangi bir suç unsuruna rastlanmaz. Ama o kanalın kimliğine, siyasi düşüncesine bakılarak ona göre ceza verilir.
“BU HÜKÜM KEYFİDİR. HUKUKİ DEĞİLDİR, SİYASİDİR. VERİLEN CEZA 2 YIL 6 AYDIR VE TAHLİYESİNE KARAR VERİLMİŞTİR. BİR İNSANI TUTUKLAMIŞSANIZ İLERDE TAZMİNATA MAHKÜM OLMAMAK İÇİN İLLAKİ BİR CEZA VERİLİYOR”
Burada basın mensuplarına gözdağı verilmiştir. Otoriter rejimin basamakları döşenmiştir. Anayasamızın ikinci maddesi şöyle der, ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir hukuk devletidir’ ibaresine aykırı bir hüküm oluşturulmuştur. Bu hüküm keyfidir. Hukuki değildir, siyasidir. Umarım, üst mahkemeler tarafından bozulur. Verilen ceza 2 yıl 6 aydır ve tahliyesine karar verilmiştir. Pratikte görebildiğimiz olay şu. Bir insanı tutuklamışsanız ilerde tazminata mahkum olmamak için illa ki bir ceza veriliyor. Ben hukuken böyle yorumluyorum. Mevcut olan bu Anayasa uygulanmış olsaydı Merdan Yanardağ, tutuklanmazdı, gözaltına alınmazdı. Bu yargılama da olmazdı. Gazetecilik faaliyeti suç değildir. Özgür basın susturulamaz.”
CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ise şunları söyledi:
“DİRENENLER OLARAK BİLİYORUZ Kİ YILDIRMAK İÇİN BİZLERE HER ŞEYİ YAPACAKLAR VE YILMAYACAĞIZ; KAZANACAĞIZ”
“Biz bu iklimi; demokrasinin, hukukun askıya alındığı bu süreci çok uzun senelerdir yaşıyoruz. Bundan değişik alanlarda bu ülkede insanımıza, halkımıza pay düşüyor. Bilgi alma, haber alma hakkı bir vatandaşın en meşru olan hakkıdır. Bunun aslında korkutularak, geri adım attırılarak susturulmaya çalışıldığını bir kez daha görüyoruz. Tahliye kararıyla birlikte 2 yıl 6 aylık bir ceza verildi, sürecin tekrar üst mahkemede çözümleneceğini ve beraat edeceğini hep birlikte yaşayacağız. Ancak biz direnenler olarak biliyoruz ki yıldırmak için bizlere her şeyi yapacaklar ve yılmayacağız; kazanacağız, kazanacağız, kazanacağız.”