Ancak 5 günlük bu temponun ardından 2 günlük kafa tatili sizce gerçekten verimli mi? Ya da başka bir deyişle bu 2 günlük mola, 5 günün yorgunluğunu atma konusunda yeterli mi?
İşte tam da bu noktada yeni bir fikrimiz var. Cumartesi tatilini çarşambaya çekmeye ne dersiniz?
Pazartesi günü uyandığımızda, işte veya okulda art arda 5 gün bizi bekler. Bu süreklilik oldukça fazla değil mi?
Pazartesi bu tempoya başlayıp cuma gününe kadar dayanabilmek, şüphesiz hepimiz için epey zorlu olur. Art arda iş yerinde veya okulda geçirilen bu günlerin yorgunluğunu ise yine art arda tatil olan cumartesi ve pazar günleriyle atmak durumunda kalırız.
Ancak bu düzen, dinlenmemiz noktasında ne kadar verimli? İznin ilk günü çoğumuz için genellikle uzun çalışma haftasından kaynaklanan bir çöküştür. İkinci izin günü olan pazar ise pazartesi sendromu sebebiyle tabiri caizse lanetlenir.
Bu sebeple geleneksel hafta sonu pek de verimli geçmez. Çünkü iznin ilk günü gerçekten tatildeymiş gibi hissetmek için bu izin günlerinin 3 gün olması gerekir (Çünkü tatilin ilk günü, oturduğumuz yerden kalkmak mümkün olmaz).
E hâl böyle olunca 2 gün izin, aslında 1 günlük mola gibi hissettirir ve aslında işler, tam da bu noktada karışır.
Yorucu iş ve okul temposunun yükünden kurtulmak için elbette 1 günlük izin bile oldukça kıymetlidir. Bu sebeple zihinlerde yeni bir fikir belirir: Cumartesi ile çarşambanın yerini değiştirmek.
Şöyle ki pazartesi ve salı iş günüyken çarşamba tatil; perşembe, cuma ve cumartesi tempoya devam ederken pazar günü tatil. Sizce de kulağa mantıklı gelmiyor mu?
Böylelikle artık pazartesi günü uyandığımızda hafta sonu olan çarşambaya yalnızca iki gün, ardından pazar gününe ise sadece üç gün kalır.
Aslında iyi zamanlanmış molalar, iş yerinde veya okulda daha verimli olmamızı sağlar.
Başka bir deyişle iki günlük bir çalışma ve ardından bir ara, devamında üç günlük bir çalışma ve dinlenme. Her iki döngü de harika hissettirmez mi? Böyle bir durumda izin günleri daha dinlendirici, tatil günleri ise daha konsantre geçer.
Eğer iş programınız üzerinde kontrol sahibi olan biriyseniz ya da günleri boş tutmak için ders programını şekillendirmekte özgürseniz, bu düzeni denemenizi mutlaka tavsiye ederiz.
Ayrıca tatil gününün hafta ortasına alınması, bazı avantajları da beraberinde getirir.
Örneğin; AVM turu atmak, uzun zamandır ertelediğimiz doktoru ziyaret etmek veya parkta bir nefes almak istediğimizde, hafta sonunun boğucu kalabalığından uzaklaşmış oluruz. Kısaca pek çok işimizi kalabalık olmadan daha hızlı bir şekilde hallederiz.
Yine pazar günü tatili de uzun çalışma saatlerinin çöküşü olmayacağından daha keyifli ve verimli geçer. Sizce de denemeye değer değil mi?
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
