Ayşe Baykal
2018 yılında Türkiye’nin gündeminde “İslam’a göre 6 yaşındaki kız çocukları evlendirebilir.” sözleriyle girmişti Nurettin Yıldız…
Geçtiğimiz hafta ise haber sitelerinde Yıldız’ın yeni açıklaması olarak “İslam’a göre ergenliği girmemiş bir çocuk evlendirilebilir.” ifadeleri yer aldı.
Nurettin Yıldız ve eşi, şahsen tanıdığım insanlardır. Uzun süredir görüşemiyoruz fakat faaliyetlerine ve sohbetlerine aktif olarak katılan arkadaşlarım sebebiyle sık sık haberdar olurum.
Kendisini ve ailesini tanıyan biri olarak, basında yer almama kararını bildiğim için bugüne kadar arayıp “Neden ısrarla kız çocuklarının evlilikleri ile ilgili konuşuyorsunuz?” diye sormadım.
Kendisine iki hususta kızgınlığım vardı. İlki dindar ve seküler kesimde haklı tepkiyle karşılanan küçük yaşta kız çocuklarının evlenmesi hususundaki sözleri.. İkincisi benim tanıdığım Nurettin Yıldız ile medyadaki Nurettin Yıldız arasındaki uçurumun nedeni .
Zira bundan 5-6 yıl önce bizzat şahit olduğum bir olay vardı. Nurettin Yıldız’ın sohbetlerine katılan arkadaşımın kızı 17 yaşında evlenmek istedi. Annesi kızının erken evlenmesini istemiyordu ve ikna etmek için çok uğraştı. Hatta kızı üzerinde etkisi olur diye Nurettin Yıldız’dan destek istedi. Yıldız’da kızla konuşup biraz daha beklemesini erken evliliğin zorluğunu anlattı fakat kızımız kararından vazgeçmeyerek evlendi.
Ki bu olay haricinde, Nurettin Yıldız’ın 20’li yaşlarının sonlarında ve evlenmemiş kızı olduğunu da biliyorum.
Nurettin Yıldız’la geçtiğimiz günlerde bir vesileyle sohbet etme imkânı bulunca kafamdaki tüm soruları sordum. Sohbetimizi soru-cevap şeklinde sizler için düzenledim.
Geçtiğimiz günlerde “İslam’a göre ergenliği girmemiş bir çocuk evlenebilir.” şeklindeki ifadeleriniz vardı haber sitelerinde. Hâliyle 2018 yılında “6 yaşındaki kız çocukları evlendirilebilir.” sözleriniz tekrar gündeme geldi. Bir anlamda küçük kız çocuklarının evlendirilmesini kafaya takmış ve mütemadiyen bunu söyleyen bir hoca gibi görülüyorsunuz. Neden böyle yapıyorsunuz?
Söz konusu konuşmam 23.01.2013 yılında yaptığım bir derse aittir. Ders otuz dakikadır ve dersin adı “ÇOCUK EVLİLİĞİ İSTİSMARI” idi. Konuşmam bu hâliyle internette de mevcuttur. Konuşmam Cihan Haber ajansı üzerinden kırpılarak internete düşürüldü. O günden beri yüzlerce suç duyurusu ile mahkeme sürecine taşındı. Bir konuşmanın içinden kırparak farklı zaman dilimlerinde paylaşım yapıyorlar.
Mahkeme nasıl neticelendi?
Savcılar konuşmanın tamamını dinledi. Çocuk evliliğiyle ilgili açıklamalarımın, tarihi süreç içerisinde yaşanmış, yer yer uygulanmış ama Müslüman olarak asla kabul edemeyeceğimiz bir husus olduğunu gördüler. Onlarca kere savcıların ve hâkimlerin önüne gelmiş ihbarların tamamı bir iftira ve karalama sonucu çıkmıştır. Ayrıca benim tarafımdan yapılmış binlerce başvurudan da aynı sonuç çıkmıştır. Meselenin özeti budur.
Peki, siz o konuşmanızda ne demek istemiştiniz?
Tarihte böyle bir uygulama olduğunu söyledim. “…Bu uygulamaya göre de altı yaşındaki bir çocuk yetmiş yaşında biri ile evlendirilebilir.” İfadesinin özellikle son bölümü seçilip alınarak bilgilendirme cümlesinden tavsiye niteliği çıkarılmıştır. Hâlbuki böyle bir evliliğe rıza gösteren babaları protesto ettiğim ve kınadığım bir konuşmadır.
Medyada adınızın “6 yaşındaki çocuk evlendirilebilir fetvası veren hoca” olarak anılması sizi ve ailenizi üzüyor mu?
Vicdanen rahatım, ailem de rahat ama benim üzerimden insanların dinleri ile oynanması, bilmeyenlerin kıyamet günü benimle helalleşmek zorunda kalacak olmaları üzüyor.
Kendi kız çocuğunuzun evleneceği yaşa ve kişiye müdahale eder misiniz yoksa kendi iradesine bırakır mısınız?
Reşit birine kimsenin müdahale hakkı yoktur. Reşit olmayanın ise evlenmesi kamunun razı olacağı bir şekilde olmalıdır. Ben, reşit yaşta oldukları hâlde pek çok nikâhlanmayı olgunluk yaşı itibariyle küçük gördüğüm için engellemişimdir. Reşit olmak ile evlilik olgunluğuna erişmek birbirinden çok ayrı şeylerdir. Birbirinden ayırmak gerekir.
Sosyal medyada son günlerde erkek hocaların kadın ve cinsellik üzerine sohbet videoları sık sık yayımlanıyor. Bu durumu rahatsız edici buluyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
Herkes konuşunca mubah oluyor da hocalar konuşunca neden sınırlama gerekiyor, bunu da ben anlayamıyorum. Tabi şunu da belirtmeliyim ki, hocalıktan önce erkeklik vakarına yakışmayacak tarzdaki konuşmalar elbette tam anlamıyla abes bir iş.
Zannederim ki insanlarda rahatsızlık uyandıran nokta, kahve üslubunu herkesin ulaşımına ve kullanımına açık olan medya ortamında kullanmaktan kaynaklanan bir sorun olması. Yoksa konuşma nezaketi içerisinde konuşuluyor olması, sorulara doğru cevap verilebilmesi gerekir. Tüm bu konulara binaen bir soru da ben sorayım size; ülkede özellikle de son yıllarda kadın, cinsellik ve benzeri konuların bir mahremiyeti mi kaldı sizce?
Odatv.com
