Son yıllarda enflasyonla maaşlara yapılan zamlar oransal olarak yükselirken, milli gelirden alınan pay da tartışılıyor. Tartışmanın bir başlığı da asgari ücret ile beyaz yaka yani daha halk dilinde işçi-memur maaş farkları oluyor. Aslında olayın o kadar büyük boyutu var ki eğitim sisteminin en temelinden başlayarak, teknoloji, ekonomi ve sosyal boyutlara evriliyor. Kısaca eğitimli insanların artık eğitimsiz sayılabilecek kesimden daha az kazandığını görmek, daha çok üniversite mezunu işsiz görmek belki de kadar değildir.
2021 yılı sonralarında dünyada da görülse de Türkiye’de farklılaşan enflasyondaki yükseliş, maaşlarda da yükselişlerin hızlanmasına neden olurken alım gücüne yetişemedi.
Keskin bir ayrım olan memur-işçi maaşlarında farklar yıllar içinde nasıl kapanıyor? Burada memur maaşlarından memur (9/1), öğretmen (1/4), polis (11/1) ve asgari ücretin 2003-2023 değişimlerini görüyoruz.
Aradaki farkların gelişimi de bu şekilde: 2003 yılında memur maaşı asgari ücretin yaklaşık 2 katı olurken, 2021 sonrasında giderek düşen oran 2023 Ocak’ta 1,43’e kadar iniyor.
Temmuz 2023’te yeniden 2 maaş çıkan farkı yükselten “seyyanen 8.077 liralık” zam oluyor. O olmadan oran 1,3’a geriliyor.
Bu da bir neslin “çok çalış, oku, iyi iş bul, iyi para kazan” öğretisini yerle bir etti. Nasıl mı?
Gökçe’nin haberinde, Türkiye’de 2022 yılında ortalama kişi başı kazanç 12 bin 450 lira olurken, eğitim yükseldikçe ücret farkının kapandığı görüldü.
Toplu iş sözleşmesi kapsamında sendikalı çalışanların ortalama ücretten ve sendikasız çalışanlardan daha yüksek gelir elde ettiği belirlendi.
Buradan da yakın zamandaki başka bir habere geçelim o halde ki tabloyu tamamlayalım! Futurist Ufuk Tarhan, kişisel sosyal medya hesabından Milliyet’ten bir haberi kendi Youtube yayını ile paylaşıyor. Haber ne mi?
İşte inşaat sektöründeki maaşların durumu?
Bu durumu Ufuk Tarhan’dan önce Bilkent’te verdiği iktisat seminerinde Prof. Dr. Refet Gürkaynak şu şekilde açıklıyor:
Geleceğe dair Ufuk Tarhan da durumu şu şekilde açıklıyor:
Siz ne dersiniz? Eğitimde üniversite sayılarının artmasıyla artan “nitelikli”, “diplomalı” meslek grupları hem işverenlerin istedikleri özellikleri taşıyamazken, hem de ara eleman, vasıfsız eleman, mavi yaka, işçi kesimine yönelik talebin karşılanamamasına yol açınca, “boomer” ve “Y kuşağı” nesillerinin okutmak için yüksek çaba gösterdiği sonraki nesillerde bir hayal kırıklığı ve yol haritası değişikliği olur mu?
Eğitim hayatı boyunca özel okullarda okuyan bir mühendisin okuldan mezun olduğunda 11.402 TL’ye zor iş bulduğu ortamda, çalıştığı ustaların 3 katı kazanmasına hazırlanması gerekiyor mu?