Genel Sağlık-İş yurttaşın alım gücünün düşmesine tepki gösterdi: Emekli 472 adet çay ve simidi kaybetti

Maaş Zamlarının Alım Gücü Üzerindeki Etkileri

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, yüksek enflasyon ve düşük maaş zamlarının memurlar, memur emeklileri ve asgari ücretlilerin alım gücünde ciddi düşüşlere neden olduğuna dikkat çekti. Uğur, geçmişten bugüne yapılan maaş artışlarının enflasyona yenik düşerek, memurların ve emeklilerin alım gücünü hızla erittiğini belirtti.

2010 yılında en düşük memur maaşı olan bin 300 TL ile bir memurun 15,2 çeyrek altın alabildiğini hatırlatan Uğur, 2020’de en düşük memur maaşının 4 bin TL olduğu dönemde ise bu miktarın sadece 8,5 çeyrek altına denk geldiğini vurguladı. 2025 yılında en düşük memur maaşının nominal olarak 41 bin 91 TL olduğunu ancak bu maaşla sadece 7,47 çeyrek altın alınabileceğine dikkat çekti.

Memur emeklilerinin maaşlarında da benzer bir erimenin yaşandığını belirten Uğur, 2002 yılında en düşük memur emeklisi maaşının 377 TL olduğunu ve bu maaşla 1256,66 çay-simit alınabildiğini ifade etti. Ancak 2024 yılında enflasyon ve maaş zamları sonucunda en düşük emekli maaşının 19 bin 616 TL’ye yükselmesine rağmen, bu maaşla alınabilecek çay-simit sayısının 784,64’e düştüğünü söyledi.

Asgari ücretlilerin üzerindeki yüksek enflasyonun da dramatik olduğunu kaydeden Uğur, 2010 yılında asgari ücretle 6,77 çeyrek altın alınabildiğini, ancak 2025 yılında yüzde 30’luk zam sonrası asgari ücretle sadece 4 çeyrek altın alınabileceğini belirtti.

Memur ve memur emeklilerine yapılan maaş zamlarının enflasyon karşısında yetersiz kaldığını vurgulayan Uğur, daha etkili önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. Sendika olarak enflasyona endeksli gerçekçi maaş artışları talep ettiklerini ve ekonomik politikaların acilen gözden geçirilmesi gerektiğini aktardı.

Uğur, memur ve emeklilerin yaşam standartlarının korunması, asgari ücretin insanca bir seviyeye yükseltilmesi, ekonomik istikrarın sağlanması ve fiyat denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Related Posts

Kırmızı besinlerdeki gizli güç

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Uçar kırmızı renkli sebze-meyvelerde bulunan ve güçlü bir antioksidan olan likopenin özellikle kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisiyle öne çıktığını belirtti.

Zayıflar daha uzun yaşıyor! Uzmanı uyarı: Çok yemek tümörü besliyor

Geçmişten günümüze halk arasındaki yaygın inanışa göre, yemek yendikçe vücut direnci artar ve hastalıklara karşı güçlenilir. Oysa bilim bunun tam tersini söylüyor. Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı, Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof. Dr. Necdet Üskent, kontrollü açlığın kanserli hücrelerin büyümesini durdurduğunu ve küçülmesini desteklediğini söylüyor.

Vücudun görünmez savaşçısı: Arginin

Kalbi koruyor, cildi yeniliyor, hormonları dengeliyor… Proteinlerin yıkımıyla sentezlenen arginin, bağışıklık sistemini destekleyerek adeta vücuda kalkan oluyor. Dr. Yunus Kayalar, bu amino asidin nohuttan tavuğa, fındıktan yumurtaya pek çok besinde yer aldığını söylüyor.

Maydanoz-Limon Kürü Tehlike Saçıyor!

Maydanoz-Limon Kürü sağlığımıza zararlı mı ? Uzmanlar, maydanoz ve limon kürünün özellikle kalp sağlığı hastaları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu bildirdi.

Aşırı aktif mesane kadınları tehdit ediyor! Ani idrar yapma isteği en tipik belirtisi

“Ani idrarım geldi, yetişemedim”, “Çok sık idrara çıkıyorum, böbreklerim iyi çalışıyor”, “Evden çıkmadan önce mutlaka tuvalete girerim” Günlük hayatımızda yaşadığımız veya çevremizden sıkça duyduğumuz bu yakınmalar, toplumda “aşırı aktif mesane” olarak bilinen mesane hiperaktivitesi hastalığının sinyali olabilir.

Kefir Alzheimer’a karşı koruyucu olabilir mi? Uzmandan önemli uyarı!

Diyetisyen Beyza Tağraf, kefirin bağırsak iltihaplarını baskılayarak nöroinflamasyonu azaltabileceğini ancak Alzheimer’dan korunmak için tek başına yeterli olmadığını vurguladı.