Andreas Ottensamer müzik otoriteleri tarafından yeni neslin en başarılı orkestra şeflerini arasında gösteriliyor. Klarnet sanatçısı olarak başladığı kariyeri orkestra şefliğine evrildi. 35 yaşındaki Avusturyalı sanatçı Bournemouth Senfoni Orkestrası, Ermenistan Devlet Senfoni Orkestrası ve Gstaad Festival Orkestrası ile önemli performanslar sergiledi. Aralık ayında Tokyo Senfoni Orkestrası’nı yönetmek üzere Tokyo’ya gidecek olan Andreas Ottensamer bu performans öncesi Türkiye’de. 1 Aralık’ta AKM’de Alman çellist Maximilian Hornung ile sahnede olacak Ottensamer Milliyet Kültür Sanat Servisi’ne konuştu.
– Geçen yıl İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nı ilk kez yönettiniz. Yeniden İstanbul’da, AKM’de bir konser vereceksiniz.
Sizin için nasıl bir anlamı var?
Tekrar burada olmak harika! Bir orkestrayla ilk kez tanışmak her zaman heyecan vericidir ancak geri dönmek gerçekten özel. Çünkü bu ilişkinin iyi başladığı anlamına gelir. Benim için çok özel.
– Konuk solistiniz Maximilian Hornung. Konserde sürprizleriniz olacak mı?
Max benim çok yakın arkadaşlarımdan biri, bu yüzden son programı onunla yapmak harika! Harika bir çellist; İsviçre’deki festivalde de birçok kez yer aldı.
– Dünyanın pek çok kentinde konser veriyorsunuz. İstanbul, ilhamın neresinde?
Seyahat hayatımızın büyük bir parçası, gittiğim her yerde “gerçek hayat deneyimleri” yaşamaya hevesliyim. Sadece otelde ve sahnede olmak istemiyorum; şehri hissetmek, kültürü ve insanları anlamak istiyorum. İstanbul o kadar canlı, dinamik ve çeşitliliğe sahip bir şehir ki! Konserlerim için büyük bir ilham kaynağı…
– Şeflik yaklaşımınızı nasıl tanımlarsınız?
Orkestra yönetmek çok karmaşık bir iş. Bu sadece “el sallamaktan” çok daha fazlasıdır; tüm iş provada ve çoğu da “satır aralarında” gerçekleşir. Müzikal materyalin titizlikle incelenmesinin yanı sıra çok fazla psikoloji, sosyal beceri ve beklentiyi de beraberinde getiriyor.